Köygöçüren mantarı ya da Amanita phalloides, güzel görünen bir mantar olmakla birlikte dünya çapında ölümcül zehirlenmelere en gazla yol açan mantardır. Köygöçüren mantarını tabanının etrafındaki çuval benzeri beyaz volvasından, yüzüğünden, beyaz lamellerinden ve spor renginden tanıyabilirsiniz. Şapkası genelde yeşil ya da kahverenginin tonlarında olsa da şapkasının rengi değişiklik gösterebildiği için bu mantarı ayırt ederken yalnızca şapkasına bakmak yeterli olmayacaktır.

Köygöçüren Mantarı (Amanita Phalloides) Özellikleri

Taksonomi: İngiliz doktor Thomas Browne ve Christopher Merrett arasındaki yazışmalarda bu mantar Latince isimlendirilmiştir. Mantarın tanımlanması ise 1727’de Fransız botanikçi Sébastien Vaillant tarafından gerçekleştirilmiştir. Son olarak 1833’te Johann Heinrich Friedrich Link, mantarın adının Amanita phalloides olmasına karar vermiştir.

Etimoloji: “Amanites” kelimesi Antik Yunancadan, “phallus” kelimesi ve “-oides” ekleri ise Latinceden gelmektedir. “Phallus”, Latincede erkeklik organı anlamına gelmekte ve “-oides” eki ise kelimeye eklendiğinde “benzer” anlamını vermektedir.

Ekoloji: Meşe ağaçlarıyla mikorizal olarak yaşar. Tek başına, dağınık ya da topluca yetişebilir.

Şapka: 4-16 cm çapındadır. Başlangıçta neredeyse yuvarlak ya da ovaldir, sonra dışbükey hale gelir ve daha sonraları geniş dışbükey ila düz hale gelir. Keldir. Islakken yapışkan ve kuruyken parlaktır. Yeşilimsi, sarımsı, kahverengimsi olabilir. Çizgili bir yapıya sahiptir. Örtü parçası bulunabilir. Kenarları genelde çizgili değildir.

Lameller: Saptan ayrıdır veya neredeyse ayrıdır. Beyazdır. Bazen hafif yeşilimsi olabilir. Lameller birbirine yakındır ya da kalabalıktır.

Sap: 5-17 cm uzunluğunda ve 1-2,5 cm kalınlığındadır. Genelde tepeye doğru sivrilen ve tabana doğru genişleyen bir yapıdadır. Keldir ya da ince tüylüdür. Beyazdır veya şapkasının tonlarındadır. Genelde üstünde kalan ancak bazen kaybolan bir yüzüğü vardır.

Eti: Beyazdır. Kesildiğinde değişmez.

Spor rengi: Beyazdır.

Benzerleri: Köygöçüren mantarı, kendisiyle aynı ekolojik ortamda bulunan Agaricus sylvicola ve Agaricus campestris gibi yenilebilir türlerle karıştırılabilir. Bu mantar aynı zamanda yetişme aşamasında başka türlerle de karıştırılabilir. Bu nedenle köygöçüren mantarıyla karıştırılabilecek türleri yalnızca uzmanların toplaması gerekir.

Yenilebilirlik ve toksisite: Köygöçüren mantarında çeşitli toksinler olmakla birlikte bu mantarı tüketen kişilerin karaciğerine ve böbreklerine zarar veren bileşen, α-amanitin olarak bilinmektedir. Bu bileşenin etkisi, mantar yenmeden önce dondurulduğunda ya da pişirildiğinde azalmamaktadır.

Amanitalar gibi Galerina, Lepiota ve Conocybe cinsine ait bazı mantarlarda da bulunan amatoksinler, öncelikle 5-12 saat içinde ortaya çıkan ishal, mide bulantısı ve mide ağrısı gibi mide-bağırsak rahatsızlıklarına neden olur. Sonrasında bu belirtiler birkaç gün boyunca kaybolur ve mantarı tüketen kişi iyileştiğini düşünür. Ancak sonrasında belirtiler şiddetli bir şekilde geri döndüğünde çok geç olabilir ve böbrekler ile karaciğerde hasar meydana gelmiş olur.

Tedavi görülmediğinde koma ve nihai olarak ölüm kaçınılmazdır. Amotoksin zehirlenmesi geçirip hastaneye kaldırılan kişilerde ancak büyük bir ameliyat ve karaciğer nakli ile iyileşme görülebilir. Ancak bu durumda dahi iyileşmek kesin değildir ve süreç uzun ve acı vericidir.