Artomyces pyxidatus, uçlarının taç şeklinde olmasıyla diğer mantarlardan kolayca ayırt edilebilen bir mantardır. Mantarın dallarının ucunda ortası çökük olacak şekilde çanağa benzer bir yapı ve bu yapıyı çevreleyen küçük çıkıntılar bulunmaktadır.
Mantarın gövdesi, orta ila büyük boyutlarda olup dallı bir yapıya sahiptir. Her bir dal, başka bir dalın sonundaki uçlardan gelişmektedir. Mantarın tabanında bulunan eski dallar, mantarı desteklemek için daha kalındır. Rengi beyazdan sarıya ve ten rengine kadar değişebilen mantarın üst kısmında oluşan yeni dallar, tabandaki eski dallara göre daha açık renklidir.
İlkbahardan sonbahar aylarına kadar ağaç kütüklerinde bulunabilen Artomyces pyxidatus, üzerinde yetiştiği kütüğü ayrıştırmaktadır. Kütük üzerindeki mantardan çok sayıda küçük mantar oluşabilmekle birlikte aynı kütükte birden fazla büyük mantar yetişmemektedir.
Artomyces pyxidatus, yenilebilir bir tür olarak kabul edilmekle birlikte önceden pişirilmelidir. Taze olarak tadılan mantar ağızda kaldığında birkaç dakika içinde acımsı bir tat geliştirebilir. Bu tat genelde pişirildiğinde kaybolsa da hafif bir şekilde hissedilebilir.
Artomyces Pyxidatus Özellikleri
Taksonomi: 1794 yılında Hollandalı mikolog Christiaan Hendrik Persoon bu mantara Clavicorona pyxidata ismini vermiştir. O zaman mantarların sınıflandırılması genelde morfolojik özelliklerine dayandığı için 1981’de İsviçreli mikolog Walter Jülich, mantarın morfolojik olarak Clavicorona türlerinden farklı olması nedeniyle cins ismi olarak Artomyces kullanılmasını önermiştir.
Etimoloji: “Pyxidatus”, mantarın yukarı doğru açılan uçlarına atıfta bulunmaktadır. Bu sıfat, “kutu benzeri” anlamına gelmektedir. Mantarın ismindeki “artomyces” ise cinsini ifade etmektedir.
Ekoloji: Saprobiktir. Sert ağaçların ölü kütüklerinde tek başına ya da grup halinde yetişir. İlkbahar, yaz ve sonbahar aylarında görülür. Ölü kütüğün ayrışmasını sağlar. Doğrudan yerden yetiştiği görülmez.
Gövde: Değişken olup 13 cm yüksekliğe ve 10 cm genişliğe ulaşabilir. Birincil dallar 5 mm kalınlığa ulaşabilirken ikincil dallar bunlardan daha incedir. Rengi kremsi beyaz olabileceği gibi sarı ve pembemsi olabilir. Dalların uçları kahverengimsidir. Olgunlaştıkça kahverengileşir. Dokusu esnek ve sağlamdır. Mantarın kütüğe tutunan taban kısmı kahverengidir.
Lameller: Yoktur.
Dallar: 1-5 mm kalınlığındadır. Düzdür. Başlangıçta beyazımsı ya da soluk sarıdır. Bazen koyulaşarak ten rengi veya pembemsi tonlarda olmaktadır. Uçlarında hafif bir çöküntü vardır. Taç şeklindeki uçların rengi dallar gibidir veya kahverengi hale gelir.
Eti: Beyazımsıdır. Oldukça serttir. Esnektir.
Kokusu: Belirgin bir kokusu yoktur. Bazen hafifçe patatesi andırır.
Spor baskısı: Beyazdır.
Benzerleri: Artomyces pyxidatus ile benzer türlerden biri olan Ramaria, mikroskop altında incelenmeden veya kimyasal testler yapılmadan ayırt edilemeyebilir. Ramaria türlerinden bazılarını tüketmek mümkünken bazılarını tüketmek zararlı olabilir. Ramaria mantarlarının ayırt edici noktalarından bir tanesi, uçlarının ayrık olmaması ve kütük yerine yerde büyümesi olarak gösterilebilir.
- cristata gibi Clavulina türleri, Artomyces pyxidatus ile benzer olmakla birlikte taç şeklindeki dallara sahip değildir. Ayrıca Clavulina mantarları da toprakta yetişmektedir.
Sebacina schweinitzii, yalancı Artomyces pyxidatus olarak da bilinmektedir. Bu mantarlar yerden yoğun bir şekilde fibriller halinde büyümektedir.
Lentaria türleri, Artomyces pyxidatus’a göre daha dayanıklıdır ve dalları çok kolay düşmez. Gövdesi yoğun bir şekilde dallı olmakla birlikte dallar incedir ve uçları sivridir. Lentaria türleri genelde ölü kütükler yerine dökülen yapraklarda büyür.
Yenilebilirlik ve toksisite: Artomyces pyxidatus, çiğ halde yenilebilir bir mantar olarak kabul edilmekle birlikte mantarları pişirmeden tüketmemeniz gerekir. Artomyces pyxidatus’u çiğ olarak tadarsanız başta hafif olan tadının bir dakika sonra biber gibi acımsı hale geldiğini fark edebilirsiniz. Bazı örneklerde mantar pişirildiğinde de bu acımsı tat kalsa da çoğunlukla bunun geçtiği bilinmektedir.
Artomyces pyxidatus genelde ızgara olarak tüketilse de sote olarak da hazırlanabilir. Hatta turşusu hazırlanabilir veya çorbalara ve garnitürlere eklenebilir.
Yemeye alışkın olmadığınız tüm mantarlarda geçerli olduğu gibi bu mantarı da aşırı tüketme konusunda dikkatli olmanız gerekir. Aksi halde mideniz hassas ise kusma ve ishal gibi belirtilerle karşılaşabilirsiniz.